17 Ekim 2014 Cuma

Çocuğunuz için Doğum Günü Pastaları

Çocuğunuz için Doğum Günü Pastaları


Çocuk doğumgünlerini unutulmaz kılanlardan biri de doğumgünü pastalarıdır. Çocuklarımız için partinin belki de en eğlenceli anıdır, pastanın geldiği an…Bu yazımızda hem kız hem de erkek çocukları için birbirinden özel tasarım pasta modelleri paylaşıyoruz.
hayvanlı
    

    

  

    

  

Yüzünüzdeki Kırışıklara çizgilere Bitkisel Maske ucuz çözüm

Kırışıklığa Karşı Bitkisel Maske

Bitkisel ürünlerle cilt bakımı yapan güzellik uzmanı Suman Dumankaya’nın kırışıklıklara karşı önerdiği ve yapımı çok basit olan maskenin hazırlanışı şöyle.
Malzemeler:
1 çiğ patates
1 yumurta akı
1 yemek kaşığı bal

Patatesi rendeleyip yumurta akı ve balla karıştırın. Ve elde ettiğiniz bu karışımı yüzünüze sürüp yarım saat kadar bekleyin. Ilık suyla durulayın.

Karbonat ve Faydaları !

Karbonat ve Bilmediğiniz Faydaları

karbonat
Karbonat ne kadar da faydalı bir şeymiş. Araştırıldığında zayıflamadan, temizliğe birçok alanda karbonatın faydalarını görmekteyiz. Son zamanlarda “Karbonatlı Su” ifadesini de çok sık duyar olduk. Detoks ve Sağlıklı Yaşam Uzmanı Gül Kaynak da karbonatlı su içmeyi öneriyor. Belki direk zayıflama üzerinde etkili değil ama vücuttaki ödemi atmak, fazla asidi dengelemek için karbonatlı su tavsiye edilmekte. Karbonatlı su aynı zamanda zayıflamaya destek olarak da düzenli olarak tüketilmelidir. Karbonatın diğer faydalarını sayacak olursak:
* Karbonat doğal bir peeling malzemesidir Sulandırılmış karbonat ile yüzünüze hafifçe masaj yapın. Masaj yaparken fazla bastırmamaya dikkat edin.
* Dişinizi fırçaladıktan sonra bir miktar karbonat ile tekrar fırçalayın. dDişleri beyazlatıcı etkisinin yanındaağız kokusunu da giderir
* Karbonat doğal bir deodorant görevi de görür. Koltukaltına sürülen karbonat terlemeye ve kötü kokulara engel olur. Aşırı terleme sorunu olan insanlara banyo sonunda sirke ve karbonatı macun gibi yapıp kol altlarına masaj yapmaları öneriliyor.
* Sulandırılmış karbonat güneş yanığının acısını hafifletir.
* Karbonat kuruyan, çatlayan veya yorgun ayaklara çok iyi gelir. Sıcak suya karbonat ve sirke döküp ayaklarınızı içinde 20 dakika bekletin, çıkarttığınızda pamuk gibi olurlar.
* Kepek sorununuzu gidermek için şampuanla yıkadığınız saçınıza karbonatla masaj yapıp durulayın.
* Midenizi rahatsız eden yemeklere katacağınız 1 çay kaşığı karbonat midenizi rahatlatacaktır. Ancak karbonat ülser hastalarına tavsiye edilmemektedir.
* Bir miktar suya koyacağınız karbonat ile kirli ve yağlı yüzeyleri temizleyebilirsiniz.
*Yapışkan izlerini, biraz suyla macun kıvamına getireceğiniz karbonatla ovarak çıkartabilirsiniz.
* Buzdolabına, vestiyere, ayakkabılığa koyacağınız bir miktar karbonat kötü kokuları emer

Çocuğunuzu veya Bebeğinizi bulaşıcı hastalıklardan nasıl korursunuz ?

Çocukları bulaşıcı hastalıklardan koruma yolları

Mevsim rotamızın ilkbahara döndüğü şu günlerde, çocukları enfeksiyonlardan korumak için bağışıklık sistemlerini güçlü kılacak destekler gerekiyor. Protein ağırlıklı bir beslenme düzeni, vitamin takviyesi ve dinlenme etkili sonuç veriyor
Kışı geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde nezle, grip, farenjit, larenjit, sinüzit ve orta kulak iltihabı gibi solunum yolu enfeksiyonları da atağa kalkıyor. Bağışıklık sistemleri daha hassas olan çocuklar da ilkbaharı bulaşıcı hastalıklarla karşılıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr. İbrahim Cingöz ve Dr. Sabahat Karakaşlılar; mevsim değişimlerinde çocukları hastalıklardan korumak için alınması gereken önlemleri anlattı:
OKULA GÖNDERMEYİN Ara mevsimlerde, hastalıkların çabuk yayılmasının en önemli nedenlerinden biri, kapalı ortamlarda geçirilen zamanın fazla olmasıdır. Özellikle okul dönemindeki çocuklar, hastalıklara karşı daha savunmasızdır. Bu yüzden hasta çocukların okula gönderilmemesi ve diğer çocuklardan uzak tutulması gerekir.
EL TEMİZLİĞİNE DİKKAT Çocukların, bulaşıcı hastalıklardan korunmaları için her yere dokunmamaları gerekir. Nefes yoluyla veya hapşırıkla havada asılı kalan mikroplar, kolaylıkla ellere bulaşır. Çocuklarınıza ellerini nasıl yıkaması gerektiğini öğretin.
TAKVİYE GEREKİYOR Ekinezya, mürver çiçeği ve ekstra C vitamini içeren besin takviyeleri, çocukların bağışıklı sistemlerini güçlendirmekte etkili olur. Bal yedirmek ya da ballı süt içirmek ise solunum yolu yumuşaklığını artırarak enfeksiyonlardan korur. İştahsız çocuklara ise vitamin takviyesi gerekir.
PROTEİNLE BESLEYİN Kışın yavaşlayan metabolizma, enfeksiyonlara karşı direnç oluşturuyor. Protein grubu ise bu noktada çocuklar için yararlı besin öğeleri içeriyor. Hayvansal gıdalardan elde edilen proteinler arasında et, süt ve yumurta bulunuyor.
SIVI TÜKETİMİ ARTSIN Çocuklar hastalanınca iştahları da azalıyor, dolayısıyla daha az sıvı alıyorlar. Oysa böyle durumlarda, daha fazla sıvı almaları gerekir. Bu ihtiyacı gidermek için taze sıkılmış meyve suları, bitki çayları (papatya, adaçayı, ıhlamur) ve ballı süt içirilebilir. Böylece çocuk hem kalori, hem de sıvı gıda almış olur.
ANTİBİYOTİĞE SARILMAYINÜst solunum yolu enfeksiyonlarının yüzde 90′ını viral enfeksiyonlar oluşturuyor ve antibiyotikler etki etmiyor. Çocuğun ateşi çıktığında, öksürdüğünde ya da hapşırdığında hemen antibiyotik kullanmak ise antibiyotiklerin bakterilere karşı etkisini azaltıyor.
ATEŞİ ÇIKARSA…Doktor kontrolünde olmadan çocuğunuza antibiyotik vermeyin. Ayrıca çocuğun ateşi yükseldiğinde ya da öksürüğü şiddetlendiğinde hemen doktora götürün.
İNCE BİRKAÇ KAT GİYDİRİN VE DİNLENDİRİN 
Mevsim değişimlerinde çocukları tek bir kalın kat yerine ince birkaç kat giydirmek daha doğru olur. Kat kat giydirilen ince giysiler arasındaki hava ısındığı için, tek kat kalın giysiden daha sıcak tutar. Vücut ısısı arttığında, ince katlardan birini çıkararak ısısını dengelemek de mümkün olur. Gribal enfeksiyonlar sonrasında vücudu toparlamak için de dinlenmek ve normalde harcanan eforu azaltmak gerekiyor. Bu yüzden çocuğunuz kendisini iyi hissetse de onun evde dinlenmesini sağlayın.
SIRTI AĞRIYANA AKILLI MİNDER!
Sırt ağrısından dert yananlar artık akıllı masaj minderi ile rahatlıyor. Akıllı yaşam konseptli ürünler geliştiren Oregon Scientific imzalı masaj yastığı; sırtın üst ve alt bölümleri, omuzlar, baldırlar ve ayaklar üzerinde etkili oluyor. Akıllı yastığın, iki hareketli ve dört noktalı dairesel masaj özellikleri bulunuyor. Ürün Oregon Scientific’in sitesinde satılıyor.

İlk 6 Ay Sadece Anne Sütü ! Bebek sağlığı ilk 6 ay

İlk 6 Ay Sadece Anne Sütü


Sağlıklı bir toplum yaratmanın ilk adımı,  öncelikle bebeklerimize sağlıklı başlangıçlar sunarak atılır.
Nedir sağlıklı başlangıçlar?
Birincisi, bebeklerimize anne karnında sağlıklı bir süreç yaşatmaktır.
İkincisi, onları sağlıklı koşullarda dünyaya getirmektir.
Ve üçüncüsü,  doğduktan sonra ne olursa olsun onları anne sütünden mahrum bırakmamaktır.
Geleceğin sağlıklı bireyleri için bebeklerimizi emzirelim. Anne Sütü’nden onları mahrum etmeyelim.
Anne sütünün yararları
Doğada gereksiz yere yaratılmış hiçbir şey yoktur.  Memeler de memeli türlerin yavrularını beslemeleri için yaratılmışlardır.
Emzirmek, bebeğinize ihtiyaç duyduğu besin maddelerini en iyi bileşim, en iyi koşullar ve en iyi miktarlarda vermesinin yanında size de birçok avantaj sağlar.
Emzirme anne ile bebek arasındaki bağı güçlendirir. Emzirme annede oksitosin adı verilen hormonun salgılanmasını sağlar. Oksitosin hormonu, rahim kasılmalarının ve süt salgısının sağlanması dışında, annelik içgüdüsel davranışlarını yönlendirmeyle de ilgili bulunmuştur.
Emziren annelerin kendilerine güvenleri ve annelikten aldıkları haz daha fazladır.   Her geçen gün ve her geçen ay giderek gelişen ve büyüyen bir bebeği görmek ve bunun kendi verdiği süt sayesinde doyduğunu bilmenin verdiği bir anne için benzersiz bir duygu olsa gerek…
Emzirme, doğum sonrası rahmin toparlanmasını hızlandırır. Emzirme sırasında salgılanan oksitosin hormonunun yardımıyla rahim gebelik öncesi büyüklüğüne (her ne kadar doğurmuş bir kadında rahim hiçbir zaman orjinal büyüklüğüne geri dönmese de) daha kolaylaşır. Bu da annenin doğum sonrası kanama riskini önemli ölçüde azaltır. Doğum sonrası emzirmeyen annelere de kanamayı azaltmak için sentetik oksitosin hormonunu veya rahmi kasılmaya sevk eden diğer bazı ilaçları daha yüksek dozlarda ve daha uzun süre kullanmak gerekebilir
Emziren anneler daha kolay kilo verirler. Emzirme eylemi annenin günlük enerji gereksinimini yaklaşık 500 kalori arttırır. Bebeklerini tümüyle ya da kısman emzirmeyle besleyen annelerin doğum sonrası birinci ayda kalça çevresi ölçümlerini emzirmeyen annelere göre belirgin şekilde daha düşük bulunmuştur.
Emzirmek anne için doğal bir sakinleştiricidir. Emzirmek gerçekten de hem sakinleştirici hem de uykuya dalmayı kolaylaştırıcı etkiler yaratır. Bu nedenle annelerin bebeklerini emzirirken uykuya dalmalarına sık rastlanır.
Emziren annelerde demir eksikliğine bağlı kansızlık ortaya çıkma riski azalır. Emziren annelerde doğum sonrası kanama miktarı daha az olduğundan ve emzirmeye devam ettikleri sürece adet görme olasılıkları daha düşük olduğundan bu anneler, doğumda kaybettikleri demir depolarını daha kısa zamanda tekrar oluştururlar.
Emziren annelerin meme kanserine yakalanma riski nispeten daha düşüktür.
Emzirme, şeker hastalığı olan annenin günlük insülin ihtiyacını azaltır.
Emziren annelerde endometriyzis hastalığının ilerleme hızı daha düşüktür.
Emzirmek, annenin ileride yumurtalık kanserine yakalanma riskini azaltır.
Emzirmek annenin ileride endometrium (rahim için tabakası) kanserine yakalanma riskini azaltır.
Emzirme anneyi ileride ortaya çıkacak kemik erimesinden korur.
Anne sütü bebek için en ideal besindir. Her canlının sütü kendi türüne özgü olacak bileşimde yaratılmıştır.
Anne sütü bir çok hastalıktan korur.
Crohn hastalığına karşı korur. Crohn, ciddi sonuçları olabilen bir bağırsak hastalığıdır.
Biberonla beslenen bebeklerin ileri de Tip 1 şeker hastalığına yakalanma riski yüksektir.
Göz enfeksiyonlarından korur.
Anne sütüyle beslenmeyenlerde ileride multipl skleroz ortaya çıkma riski nispeten daha yüksektir. Her ne kadar nedeni tam olarak ortaya çıkarılmış bir hastalık olmasa da, bebekliklerinde anne sütü alanlarda, almayanlara göre daha az görülmektedir.
Kasık fıtığı çıkma riski daha düşüktür. Bilinmeyen bir nedenle anne sütü kasık fıtıklarına karşı koruyucu bir etki göstermektedir.
İdrar yolu enfeksiyonu daha az görülür.
Solunum yolu enfeksiyonlarından korur.
Astım hastalığına yakalanma riskini azaltır ve bu azalma ileri yaşlara kadar devam eder.
Kulak enfeksiyonu daha az görülür.
İshalle seyreden enfeksiyon hastalıklarına karşı korur.
Bakterilerle oluşan menenjit (beyin zarı iltihabı)  hastalığına karşı korur.
İlerde çıkabilecek ortaya çıkması muhtemel ülseratif kolit hastalığına karşı koruyucudur.
Hemofilus İnfluenza B bakterisiyle oluşan enfeksiyonlardan korur.
Nekrotizan enterokolit hastalığından korur.
Anne sütü ile beslenen bebeklerde alerjik reaksiyonların ya hiç görülmediği ya da daha hafif seyrettiği biliniyor.
İçerdiği bazı maddeler nedeniyle bebeği enfeksiyonlara karşı korur, hastalıklara karşı direncini arttırır.
Bileşimindeki uygun protein, yağ, karbonhidrat ve mineraller ile enzimler, bebek için gerekli tüm besini sağlar. Yağ ve proteinin yapısındaki üstün özellikler nedeniyle bebeğin beyin gelişimi için de çok yararlıdır.
Anne sütü bedavadır, mamalar pahalıdır.  Mama kullanımı hem aile bütçesine hem de ülke bütçesine ciddi bir yük getirmektedir.
Anne sütü hemen kullanıma hazırdır ve tazedir.
Emzirmek biberonla beslemekten daha kolaydır.    İlk başta biraz zorlanılmasına karşın, yeterli bilgi ve emzirmenin zamanla getirdiği tecrübe sayesinde emzirmenin aslında çok kolay bir işlem olduğunu anlayacaksınız. Biberon, mama ve diğer ekipmanlarla uğraşmayacaksınız. Isıtma, karıştırma, dondurma vs. gibi işlemler olmayacak. Üstelik bunlar için para da harcamayacaksınız.
Emziren anneler hem zamandan hem de doktor parasından anlamlı bir şekilde tasarruf ederler.
Emziren annenin hangi markanın daha iyi olduğuyla uğraşma derdi yok. Anne sütü hiçbir  zaman birebir taklit edilemez. Bu yüzden emzirmeyen anneler hangi mamanın bebekleri için daha iyi olduğu konusunda oraya buraya koştururlarken, emzirmeye seçen anneler bebeklerinin en iyi “mama”yla beslendiklerinden emindirler.
Emziren annenin “temiz su” bulma endişesi yoktur. Kaynağı belli olmayan sularda kurşun ve alüminyum gibi bebeğinizin sağlığına olumsuz etki edecek maddeler bulunabilir. Bu maddeler kullandığınız suda çok düşük miktarlarda bulunsalar da mamaya karıştırmadan önce sterilizasyon için suyu kaynatma işlemine tabu tuttuğunuzda konsantre hale gelebilirler.

Meme Kanseri Hakkında bilgiler ? Meme kanseri nedir tedavisi

Meme Kanseri Hakkında Bilinmesi Gerekenler

meme kanseriMeme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin kontrol dışı çoğalmalarına meme kanseri denir. Günümüzde her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor.Ancak son 20-30 yılda meme kanseri vakaları 2 katına çıkmasına rağmen, ölüm oranı artmıyor. Çünkü mamografi sayesinde erken teşhis edilen hastalık, ölümcül hale gelmeden tedavi edilebiliyor.
Elektronik aletler, cep telefonları, böcek ilaçları, plastikler, deterjanlar, östrojen hormonunu taklit eden kozmetikler, metaller, mobilya cilaları, gazete-dergi kağıdındaki boyalar, fast food (hazır yiyecekler), aşırı şişmanlık, hormonlu gıdalar, erken ergenlik, erken menopoz, alkol ve sigara kullanımı… Bütün bunlar meme kanserinin sıklığını artırıyor.
Ayrıca menopoz belirtilerinin önlenmesi için kullanılan hormonlar da riski artırıyor. Menopozlu kadınlarda kilo alımına çok dikkat etmek lazım. Çünkü menopozlu kadınlarda östrojen hormonu yağ dokusunda birikip kansere zemin hazırlar.
Her 100 meme kanserli kadından 5-7’sinin yakın akrabalarında meme kanseri öyküsü var. Ailesel kanseri olanlarda yumurtalık kanseri riski de yüksek. Bu nedenle sıkı takip edilmeleri gerekir. Anne, kız kardeş, teyze, hala gibi yakınlarında meme kanseri olanlar meme muayenesine 18, mamografiye 25 yaşında başlamalı; 30-35 yaşından itibaren de 6 ayda bir kadın doğum muayenesinden geçmeli; gerekirse tümörü gösteren kan testlerini (ca12 5 ve ca15 3) yaptırmalı.
40 yaş üstü kadınlarda meme kanseri 3 kat daha fazla görülüyor. Aile öyküsü olanlarda bu risk 11 kata çıkıyor. Meme biyopsisinde atipik hiperplazi (kansere dönüşme ihtimali olan hücreler) olanlar ve daha önce diğer memesinde kanser çıkanlarda da risk çok yüksek. 31 yaşından sonra doğum yapanlarda, ilk doğumunu 18 yaşından önce yapan kadınlara göre meme kanseri gelişme ihtimali 4 kat daha fazla.
Menopoz nedeniyle hormon replasman tedavisi alanlar, doğum kontrol hapı kullananlar, erken adet görenler, geç menopoza girenler, ailede yumurtalık, rahim ve bağırsak kanseri hikayesi olanlar, diyabet hastaları ve alkol kullananlar orta derecede risk taşır. 67 bin vakalık bir çalışmada 3 kadeh içkinin meme kanseri riskini yüzde 30 artırdığı görülmüş. Yine 320 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışma, 1 kadeh içkinin meme kanserine yakalanma olasılığını yüzde 10-15 oranında artırdığını ortaya koymuş.
18 yaşından önce doğum yapanlarda, 37 yaşından önce jinekolojik ameliyat nedeniyle yumurtalıkları alınan kadınlarda meme kanseri daha az görülüyor. Yoğun egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözlenmiş. Meme kanseri ile beslenmenin önemli ilişkisi var. Sebze ve meyveden zengin beslenme, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulması, günlük gıda alımına C vitamini, beta karoten gibi antioksidanların eklenmesi koruyucudur.
Universal Hastaneler Grubu Tıbbi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz’un söyleşisinden alıntıdır.
 
Meme kanseri hakkında daha fazla bilgi için http://www.memekanseri.gen.tr/

Bağışıklık sistemini nasıl güçlendiririz ?

Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek..!

Bağışıklık sistemimiz vücudu çeşitli mikroorganizmalara karşı koruyan mükemmel bir savunma mekanizmasıdır. Ancak zayıf bir bağışıklık sistemi görevini yerine getiremez. Yani enfeksiyona yol açabilen virus, bakteri, mantar ve parazit gibi mikrororganizmaların zarar verici etkilerine karşı koruyamaz. Özellikle kış ayları bağışıklık sisteminin zayıf düşmeye müsait olduğu zamanlardır. Bağışıklık sistemiyle ilgili en önemli şey denge ve uyum içinde doğru çalışmasının sağlanmasıdır. Bu da beslenme düzeni, besin takviyeleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile elde edilebilir.
Bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyen en önemli faktör sigara ve alkol kullanımıdır.
Bağışıklığın güçlendirilmesi için kepekli tahıllar, taze meyve, sebze ve lif gibi yararlı besinlerin yüksek oranda tüketilmesi, diyabet, tansiyon gibi problemlerin dengede tutulması, rutin sağlık taramaları ve en az 8 saat uyumak gereklidir.
Bağışıklık sisteminin geliştirilmesinde bu kurallara uyulmasının yanısıra bazı doğal besin takviyelerinin de kullanılması önemlidir. Bilinen en iyi 10 bağışıklık güçlendirici:
1- C ve E vitaminleri: E vitaminleri çok güçlü antioksidanlardır. Mikropları yok etmek ve yeni hücre oluşumunu tetiklemek için çalışırlar. Yaşlanmaya bağlı bağışıklık fonksiyon bozukluklarını önlerler. E vitamini tahıllar, tohumlar, yağlarda bulunur. Yaşam tarzına bağlı olarak değişmekle birlikte bir kişinin günlük E vitamini ihtiyacı 100-400 mg arasındadır. C vitamini ise en iyi bağışıklık güçlendiricilerdendir. Alyuvar ve antikorların üretimini uyarır. Kalp, tansiyon ve bazı kanser türleri ile ilgili hastalıkların oluşma riskini azaltır. Bir günde 200 mg alınması gerekir. Meyve ve sebzelerden elde edilebilirler.
2- Glutatyon : Bağışıklık hücreleri başta olmak üzere tüm hücrelerin daha uzun yaşamaları için bilinen bir antioksidandır. Antikor üretimini arttırır. Günlük 500 mg tavsiye edilen bu madde sarımsak ve soğanda bulunur. sifaliotlar.org
3- C0Q10 : (Koenzim Q-Ten) Bağışıklık sisteminin virüsleri yok etme yeteneğini geliştiren çok güçlü bir antioksidandır. Günlük 200 mg alınması önerilir. Yağlı tohumlar, etler ve bazı sebzelerde bulunur. sifaliotlar.org
4- Quercetin: Hücrelerin işleyişini geliştiren bir flavonoiddir. Hastalık ve iltihaplara yol açan toksinleri engellemektedir. Mevsimsel virüslere karşı bağışıklığı hızlandırır. Günde 500 mg alınması gereken bu madde meyve ve sebzelerde bulunur.
5- Sarımsak: Glutatyon barındırmasının yanısıra allinase adlı bir enzim de bulundurmaktadır. Çok faydalı sağlık etkinliği vardır. Günlük 1 diş çiğ ya da yemeklerle pişmiş olarak alınması yeterlidir. sifaliotlar.org
6- Zerdeçal: Hastalıkların önlenmesinde yüz yılı aşkın süredir kullanılmaktadır. Günlük 200 miligramı bağışıklığı destekler.
7- Üzüm Çekirdeği Özü: Kanser hücrelerini öldürücü natural killer denilen özel hücrelerin gelişmesine yardımcı olur. Natural killer adı verilen bu hücreler vücutta bulunan bozulmuş, kanserleşmiş hücreleri ve mikropları öldürür. Günlük 500 miligram tüketilmesi gerekir. sifaliotlar.org
8- Çinko ve Selenyum : Vücutta bulunan hücreleri uyararak bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olan önemli minerallerdir. Antikor üretimine katkıda bulunarak virüslerin bağlanması ve yokedilmelerini sağlar. Günde 250 mg çicko, 50 mg selenyum alınmalıdır.
9- Beta Glukan: Bu madde de NK (Natural Killer) hücrelerinin işleyişini güçlendirir. Bu hücreler hastalıklara karşı vücudun ilk savunma silahıdır. Grip virüslerine bağlanır ve yabancı maddelerin bağışıklık hücrelerini yok etmelerini engeller. Hergün 100 miligram alınması önerilir. sifaliotlar.org
10- Melatonin: Bağışıklık sistemindeki hücrelerin birbirleri ile iletişim kurabilmesi için gerekli bir hormondur. Yatmadan önce alınan 10 mg. Bağışıklık sistemini düzenleyecektir.